YORUM | BÜLENT KORUCU
Onu bir açık oturumda gördüğünüzde stüdyoları karıştırıp yanlış yere gelmiş Güldür Güldür karakteri sanabilirsiniz. Birazdan Ali Sunal zile basıp “Daha gerçekçi, sahici oyna. Jest ve mimiklerindeki abartıyı azalt” demesini bekliyorsunuz. Birgün, Ersan Şen taklidi yapacak olurlarsa hiç senaryo ve oyuncuyla uğraşmasın, doğrudan kendisini yayına alsınlar. Doğal davranıp her zamanki gibi konuştuğunda sırıtmayacağına eminim.
Evet ülkenin en tanınan, en zengin ve elbette manevra kabiliyeti en yüksek avukatlarından biri. Savunma hakkı kutsal, üstüne vergilendirilmiş kazanç da kutsal. O zaman iki kutsalı birlikte yapabilmek için televizyon şovları da kutsal! Elbet her şeyin olduğu gibi savunma hakkının da sınırları var. Mesela sekiz yıldır tutuklu yargılanan Hidayet Karaca kapsam dışı. O ve onun gibi binlerce insan avukat bulamıyor. Çünkü avukatları tutuklandı veya yurt dışına çıkmak zorunda kaldı. Binlerce meslektaşı soruşturma geçirip tutuklanırken Ersan Şen’in o gür sesi hiç çıkmadı. Söze ‘Bakın şimdi’ klişesiyle başlayıp diskur çekmedi. Belki yeterince iyi para teklif eden çıkmamıştır. Kayyım ve benzeri yollarla mal varlıklarına çöküldüğü için kimse onu konuşturacak parayı bulamazdı zaten. Deniz Feneri sanıkları, Emrah Serbes, Mübariz Mansimov, Galip Öztürk ve Halkbank Genel Müdürü Süleyman Arslan gibi yağlı müşterilerinin olması tesadüf değil herhalde.
90’lı yıllarda olsa belki bu kadar para kazanamazdı fakat ‘devlet bazen rutin dışına çıkar’ diyen devletluların çok işine yarardı. Bazen ‘acaba o günlerden ışınlanmış olmasın?’ düşüncesine kapılıyorum. Ama hayır onlar bile daha masum kalıyor. Zira kastedilen legal devlet değil onun gölgesi olduğu varsayılan ‘Derin Devlet’ idi. Ersan Şen ise yargıçların hatta Yargıtay’ın bazen hukuku ve anayasayı çiğneyebileceğini savunuyor! Yani devletin en meşru ve legal olması gereken bölümünün illegaliteye sapmasına bahane uyduruyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden peş peşe gelen ihlal kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi ile birlikte ‘Şen Bakkal’ da hukuku hatırladı! “Sendikaya üye oldu diye, sohbete katıldı diye insanları terör örgütü üyesi sayıp cezalandıramazsınız. İçeriği belli olmayan HTS kayıtları, örgüt üyeliği için delil olamaz” diyor Ceza Hukuku hocası Ersan Şen. Sonra sözü vatandaş Ersan Şen’e bırakıyor: Gözden kaçabiliyor, hata yapılabiliyor ya da o dönemin sertliği içinde olabiliyor. 15 Temmuz’dan sonraki günler çok sert zamanlardı…”
Gözden kaçabiliyor dediği hukuksuzluklar yüzünden iki milyona yakın insan soruşturma geçirdi, yüzbinlercesi gözaltına alındı, işkence gördü, ceza aldı. Yargıç böyle günlerde lazım, hukukçu böyle zamanlarda belli olur. Her şey gül-gülistan iken adil olmak kolay. Erdem, o sert rüzgarlara karşı durabilmekte. Anayasaya uygun davranmak, adil olmak isteyen yargıçlar sürüldü hatta tutuklandı. Ersan Şen bunları da eleştirmedi. Tam tersine Gaziantep İstinaf Mahkemesi örneğinde olduğu gibi cezalandırılan yargıcı tv şovlarında kullandı. Tenkid şöyle dursun ‘hak etti’ anlamına gelecek ve geride kalanların gözünü korkutacak şekilde konuştu.
Onun şovlarında sık kullandığı repliklerden biriyle söze gireyim: ‘Bakın şimdi’ Sedat Peker’in konuşmalarına karşı da defansa gelmiş ve susturulmasını istemişti.
“Sedat Peker’in açıklamaları ciddiyetten yoksun, belki de dayanaktan yoksun. Araştırılması lazım ama artık yeter. Bu gidişat iyi değil. Bu iş zarar veriyor. Devletin güvenilirliğine zarar veriyor. Bu ülkenin İnternet Kanunu var mı? 8A maddesi var bu kanunun. Bu maddeye göre işlenecek suçları engelleme amaçlı erişimi engelleme yetkisi sayın cumhurbaşkanına, sayın içişleri bakanına ve BTK’nın başkanına verilmiştir. Bu maddeyi neden kullanmıyorlar?”
( https://www.youtube.com/watch?v=uic4rBPT5XI&t=61s 4 Haziran 2021
tarihli Halktv yayını)
Peker örneğinde de görüleceği üzere Erdoğan Rejiminin hangi konuda ihtiyacı varsa devreye giriyorlar. Kadrolu tartışma programı katılımcılarını kastederek çoğul kullandım. Televizyon binalarının yakınlarında bir konuk kahvesi var ve amele seçer gibi gelip buradan konuk götürüyorlar. Yayınlara çıkmak için kara liste değil, daha kolay ve kısa olduğu için beyaz liste oluşturulmuş. Bunlar soldan say beş, sağdan say altı kişi. Akademisyen kadrosundan Maymuncuk Yaşar (Hacısalihoğlu) ve Ersan Şen; gazeteci kontenjanından Devşirme Nedim Şener ve tanınmamış Ankara Temsilcisi Zafer (soyadını çıkaramadım); siyasetçi olarak Mehmet Metiner ve Resul Tosun… Tam şampiyonlar ligi kadrosu. Konu ne olursa olsun bunlara benzeyen üç-beş kişi oturup konuşuyorlar. Kadın haklarından, dış politikaya, HDP’den altılı masaya her bir şeyi bilen adamlar. (Bir adı var bunun ama burada söyleyemem.)
Aslında Güldür Güldür’e haksızlık etttiğimin farkındayım. Hiciv sanatını başarıyla kullanıp okkalı eleştiriler yapılıyor. Ersan Şen ise basit bir lunapark hokkabazı. Daha doğru bir benzetmeyle lunaparktaki müzik kutusu. Parayı atıp parçayı seçiyorsunuz ve istediğiniz şarkıyı söylemeye başlıyor. Tek farkı bozuklukla çalışmıyor olması.